Baltık ülkeleri denidiğinde akla ilk gelen ülkelerden birisi olan ama aynı zamanda Avrupa’nın en küçük ülkesi de sayılan Estonya, çağların öncesine dayanan bir tarihe sahiptir. Bu konu hakkında bilgi sahibi olabilmek için M.Ö 6000 li yıllara kadar gitmek gerekir.
Erken Tarih
Estonya ülkesindeki ilk yerleşim yeri, yapılan araştırmalara göre Parnü nehri kıyısında yer alan Pulli‘dir. Tunç çağı burada başlamıştır ve buradaki ilk insanlar avcılık ve balıkçılık ile uğraşmıştır. Demir çağında ise tamamen tarıma dayalı bir yaşam tarzı benimsenmiş; daha sonra savaşlar ve çatışma, bölge halkının yaşam tarzı olmuştur.
İskandinav Tarihinde Estonya
Bu alanda merakı olanlar ilk olarak İskandinav tarihine bakmalıdır. Zira İskandinav – Viking denizciler ve savaşçılar , sık sık Estonyalılar ile çarpışmış, bunun sonucunda Ülke kralının İsveç kralı İngvar’ı öldürmesi ile 1. Yaroslav, Estonyalıları mağlup etmiştir. İskandinav yenilgilerinden sonra Almanlar tarafından Hristiyanlık dinini kabul ettirmişlerdir.
Yeniçağ Devri
Estonya hakkında fazla bilgi yer almasa da ülkenin, Baltık Denizi etrafında etkin bir savaşçılık rolü üstlendiği görülmektedir. Hristiyanlığı kabul etmeden önce pagan inançlarını çok baskın bir şekilde devam ettirmeseler de kutsal sayılan koruluklarda ve meşe ağaçları etrafında şamanlar tarafından ayinler yapıldığı görülmektedir. Bu tarihten sonra gerek Almanlar gerek İsveç ve diğer Avrupa ülkeleri tarafından işgal edilip yönetilmiş ve böylece Estonya’nın tarih sahnesindeki yeri kısıtlanmıştır.
Rusya Dönemi Estonya
Avrupa ülkelerinin hakimiyeti ve baskısı, Rus egemenliği sonrası sona ermiştir. Esasen Baltık ülkeleri Avrupa tarafından faydalı ve işe yarar görülmemiş, bu nedenle fazla savaş görmemiştir. Ancak 1700 lü yıllarda Rusya’nın panslavizm emelleri etrafında Estonya dahil diğer Baltık ülkeleri tamamen Rus egemenliğine girmiştir. 19. Yüzyıl sonlarına doğru Estonya’da büyük bir milliyetçilik akımı baş göstermiş ve Rus egemenliğine karşı direniş başlamıştır. 1916 yılında bolşeviklerin başa geçmesinden sonra Almanlar Rusya’ya karşı büyük zaferler kazanmış ve Estonya’ya kadar ilerlemiştir. Geri çekilen kızıl Ordu bu bölgeyi Almanya’ya bırakarak kaçmıştır. 1918 yılında ise Brest Litovsk anlaşması sonrası Almanya geri çekilmiş ve yeniden Rus dönemi başlamıtır. Ancak yine aynı yıl Estonya bağımsızlığını ilan ederek tam 14 ay özgürlük savaşı vermiştir.
Günümüz
1920 yılına kadar Sovyetlere karşı bağımsızlık mücadelesinin tadını çıkaran Estonya ikinci dünya savaşı sonrası Rus kabusunu yeniden yaşamıştır. Fakat sadece Rusların zulümleri ile değil Almanların burada bulunan Yahudi, Çingene ve Sovyet sempatizanlarını ortadan kaldırmak amacıyla kurduğu toplama kampları sonucunda Estonya nüfusunun %25’i yok olmuştur. 1944 yılında yeniden Rus Sovyet dönemine giren Estonya, 1991 yılında Şarkı Devrimi ile bağımsızlığını ilan ederek ülkeyi tekrar kurmuştur.